Duygusal istismar, istismara maruz kalan kişiyi birçok açıdan güçsüzleştirmeyi amaçlayan ve haksız bir şekilde eleştiri içeren süreğen davranışlar olarak tanımlanabilir. Yakın ve romantik ilişkiler söz konusu olduğunda partnere ihtiyacı olan duygusal desteği vermeme, onay, sevgi, şefkat duygularından mahrum bırakma ve bu ihtiyaçları azımsama, korku kullanarak kontrol altına alma, cezalandırma, baskılama, izole etme şeklindeki davranışların yanı sıra çeşitli nesneleri fırlatma, eşyaları tekmeleme, yumruğu sıkma, kişi için değerli objelere zarar verme tehdidi gibi fiziksel şiddet tehditleri de duygusal istismar olarak kabul edilmektedir.
Psikolojik istismar olarak da adlandırılabilen duygusal istismar en yaygın görülen şiddet türüdür. Örneğin evlilik içerisinde partnerlerden birinin sürekli duygusal olarak uzak olması, kıskanma adı altında partnerin davranışlarını kısıtlamak gibi davranışlar da duygusal istismardır.
Zaman zaman karşılıklı çatışmaların, anlaşmazlıkların olduğu bir yakın ilişkide incinmeler uzlaşma yoluyla tamir edilebilir ancak, duygusal istismarın yerleşik olduğu ilişkilerde mağdurun fiziksel ve psikolojik sağlığının etkilendiği ve sosyal ilişkilerinde güçlükler yaşayabildiği görülmektedir.
Yakın romantik ilişkisinde duygusal istismara ve manipülasyona maruz kalan bireyin bu durumu yaşama sebeplerine bakıldığında karşımıza çocukluk çağı travmaları ve yeniden mağduriyet kavramı ile ilişkili olan tekrarlama kompulsiyonu çıkmaktadır.
Tekrarlama kompülsiyonu ise bastırılmış acı verici anıları geçmişe ait bir şey olarak hatırlamak yerine, güncelde tekrar gerçekleşiyormuş gibi algılama eğilimidir. Yani travma sonrası hayatta kalan bireyler uyarandan tepkiye hızlı bir şekilde geçme eğiliminde olmaktadırlar. Geçmişteki travmayı hatırlatan ve şimdide ortaya çıkan bir uyaran ya da etkileşim algılanır ve travma o anda tekrarlanıyormuş gibi tepki verilir. Ayrıca geçmişte yaşanmış olanın mutlaka travma olması gerekmemektedir. Travmaya maruz kalmayan bireyler arasında bile, geçmişe yönelik inançlar ve duygular şimdide yeniden yaşanır. Algı ve davranışlar mevcut gerçeklik yerine geçmişten gelen imgeler, roller, beklentiler tarafından belirlenir. Geçmiş çözümlenmediği sürece bireyler şimdiye ait gerçekliği geçmişin bakış açısıyla yorumlar ve algılar, eski inançları ve duyguları yeniden deneyimler.
Sonuç olarak geçmişte istismar ya da manipülasyona dair yaşanmış olan travmatik yaşantılar, partneriniz tarafından tetiklendiğinde mağdur rolüne girmenize neden olabilir. Bu işlevsel değildir ve yardım almanız önemlidir.